Gelişen tıp ve teknoloji sayesinde, doğum çeşitleri daha detaylı incelenmeye başlanmıştır. Birkaç yıl öncesine kadar çok az çiftin başvurduğu bu yöntemler, son yıllarda inanılmaz bir şekilde talep görmektedir. Doğum sırasında kullanılan farklı tıbbi yöntemler arasında, normal doğum hala önemli bir yer tutmaktadır. Ancak, gerek daha az acılı ve sancısız olmaları, gerekse anne ve bebeğin sağlığı açısından daha güvenli olmaları nedeniyle diğer doğum çeşitleri, normal doğum ile yarışır duruma gelmektedir. Bu makalede, günümüzdeki tıbbi imkanlar ile uygulanabilen doğum çeşitleri genel hatlarıyla incelenecektir.

Doğum çeşitleri, gerçekleşme şekillerine ve uygulanan tekniklere göre üçe ayrılabilir:

Son 10-20 yıl içerisinde gözle görülür bir şekilde artan sezaryen doğum, normal doğum sayılmazsa doğal yöntemlere en yakın olan ve anne ile çocuk sağlığını daha garantiye alan bir doğum çeşididir. Anne adayına anestezi verilerek bir operasyon ile karının açılması ve bebeğin bu yarıktan çıkarılması suretiyle gerçekleştirilir. Yani bir nevi ameliyat yöntemidir. Herhangi bir sebepten dolayı normal doğum gerçekleştirilemezse, ilgilenen doktorun tavsiyesiyle sezaryen doğuma başvurulur. Bu sebepler şunlar olabilir:

Doğum sırasında meydana gelebilecek bu gibi sorunlara karşı sezaryen doğum mükemmel bir çözüm sunar. Eski zamanlarda gerek anne gerek çocuk üzerinde görülen birçok doğum sorunu sezaryen doğum ile en aza indirilmiştir. Ancak, doğadaki temel kural gereği sezaryen doğum da tabii ki dört dörtlük değildir; bazı dezavantajları ve sakıncaları vardır. Bunların başında:

Bu sebeplerden dolayı, sezaryen doğum kesinlikle keyfi olarak yapılmamalıdır. Doktor zorunlu görmedikçe, diğer doğum çeşitlerini düşünmeden normal doğum gerçekleştirilmesi önerilir.

Anne rahminde gelişen bebeğin en eski çağlardan beri bilinen doğal yöntemle dünyaya geldiği doğum çeşididir. Bebeğin dışarı atılma vakti geldiğinde rahim kasları sistematik olarak dışarı doğru kasılmaya başlar. İşte doğum sancısı olarak bilinen durum da bu kasılmalar sırasında gerçekleşir. Hastanelerde sağlanan steril ortam ve uygun doğum donanımları dışında uygulanması gereken o kadar da büyük bir tıbbi teknoloji yoktur. Eğer anne adayının doğum kanallarıyla ilgili bir sorunu yoksa, bebeğin gelişimi düzgün ve sağlıklıysa, kesinlikle normal doğum çeşidi tavsiye edilir. Çünkü her şeyden önce 'doğal' bir doğum çeşididir. İnsan vücudu, bu doğum şekline göre programlanmıştır. Çok önemli bir sorun olmadıkça normal doğumun tercih edilmesi de anne adayının vücudunun adaptasyonuna epey katkı sağlayacaktır. Ayrıca anne, bebeğin gözlerini açtığı ilk andan itibaren bebeğinin yanında olacağı için, daha sıcak ve daha sağlıklı bir doğum olacaktır. Ancak,:

meydana gelirse, mecburi olarak diğer doğum çeşitlerine başvurulmalıdır.

Doğum çeşitleri arasında en az bilinen ve en az başvurulan çeşitlerden biridir. Su altında doğum, daha iyi şartlar isteyen çiftlerin tercihi olarak başvurduğu bir yöntemdir. Anne adayının yeterli miktarda ılık suya alınması ile gerçekleştirilir. Birçok insanın normal doğum yerine su altında doğumu tercih etmesinin sebepleri arasında:

gösterilebilir. Ancak, bebekten kaynaklanan bazı sorunlar var ise, örneğin:

durumlarda su altında doğum kesinlikle uygulanmamalıdır. İlgili doktor, gerekli incelemeleri yaptıktan sonra bu doğum çeşidinin uygulanıp uygulanamayacağı konusunda teşhis koyacaktır. Bu nedenle, su altında doğum, oluşabilecek en küçük bir sorun halinde kesinlikle vazgeçilmesi gereken bir doğum çeşididir.

Doğum çeşitleri bugün var olanlar itibariyle bunlardır. Her şey yolunda olduğu sürece normal doğumun en uygun doğum çeşidi olduğu konusunda uzmanlar hemfikirdir. Ancak, daha az ağrıya ve sancıya sebep olmasından dolayı sezaryen doğum oranı her geçen gün artmaktadır. İlerleyen yıllarda tıp, yeni doğum çeşitleri de sunabilir. Ancak, bugün var olanların gerçekleşme şekilleri ve tercih edilip edilememe durumları şimdilik bu şekildedir.