Doğumdan Sonra Cinsel İsteksizlikDoğum sonrasında kadınlarda cinsel isteksizlik, yaygın olarak gözlemlenen bir durumdur. Bu sorun genellikle hormonal değişimlerden kaynaklanır ve hem cinsel sağlığı hem de çiftlerin ilişkisini olumsuz etkileyebilir. Emzirme döneminde yüksek oranda salgılanan prolaktin hormonu, cinsel isteği azaltıcı etkisiyle bilinir. Prolaktin hormonu, yumurtalıklardan salgılanan ve cinsellikte önemli rol oynayan östrojen ve androjen hormonlarını baskılar. Bu durum, kadınlarda cinsel isteksizliğe yol açar. Emzirme döneminde sütü gelmeyen veya yetersiz olan kadınlar daha depresif ve mutsuz bir görüntü çizerler. Bu durum, kadının kendini cinsellik konusunda baskılamasına yol açabilir. Doğumdan Sonra Cinsel İsteksizlik Yaşanması Normal midir?Doğumdan sonra kadınların cinsel isteksizlik yaşaması normal kabul edilir. Ancak bu sürecin uzaması önemli sorunlara neden olabilir. Araştırmalara göre, kadınların %20’si doğumdan sonra 3 ay boyunca cinsel isteksizlik yaşarken, %21 oranında kadın tamamen cinsel isteksizlik yaşamaktadır. Ayrıca, kadınların %90’ı cinselliğe karşı endişe duyduğunu belirtmiştir. Doğumdan Sonra Cinsel İsteksizliği Tetikleyen Etkenler Nelerdir?Doğum sonrasında cinsel hayatın ne zaman başlayacağı merak edilen konulardan biridir. Doğumdan sonra cinsel yaşama 7. haftadan itibaren başlanabilir. İlk dönemlerde vajinal kuruluk gözlenebilir; bu durum östrojen hormonunun azalmasından kaynaklanır. Bu sorunu aşmak için kayganlaştırıcı jeller kullanılabilir. Bu dönemde, erkeğin kadına göre daha fazla cinselliğe ilgi duyması, kadın açısından sorun haline gelebilir. Bu durumda erkeğin, kadının yaşadığı hormonal değişimler hakkında bilgi sahibi olması ve anlayışlı davranması önemlidir. Kadının doğum sonrasında aldığı kilolar nedeniyle vücudundan memnun olmaması da cinsel yaşamı olumsuz etkileyen faktörlerden biridir. Bu durum, 6. haftadan sonra uygulanacak diyetlerle aşılabilir. Kadın, bu dönemde bebeğiyle daha fazla vakit geçirdiği için diğer olaylara ilgisi azalabilir. Bütün enerjisini bebeği için harcayan anneler, kalan zamanlarında dinlenmeyi tercih ederler ve bu nedenle cinselliğe karşı ilgileri azalabilir. Lohusalık Döneminin Cinsel Kaygılar Üzerindeki Etkisi Nedir?Doğum sonrası geçen 40 günlük süreç lohusalık dönemi olarak tanımlanır. Bu dönemde hormonal değişimler olduğundan, cinsel ilişki sırasında fiziksel acı duyulabilir. Bu süreçte kadının fiziksel, ruhsal ve duygusal olarak toparlanması gerekir. Hem bebeklerine alışmaları hem de bebekleriyle birlikte bir yaşam düzeni oturtmaları gerekmektedir. Eşlerin dayanışma içinde olması, bu dönemin başarılı bir şekilde geçmesini sağlar. Sabır ve destek, bu dönemde kadınlardan esirgenmemelidir. Doğum Sonrasında Kadına Destek Nasıl Olmalıdır?Doğumdan sonra hem eşlerin hem de aile büyüklerinin kadına karşı anlayışlı olması ve yeni annelere olumsuz eleştirilerde bulunmaması gerekir. Evde gereksiz yere bulunan kişilerin daha anlayışlı davranarak, eşlerin yalnız kalmasını sağlamaları önemlidir. Ayrıca, bebekle anne arasındaki ilişkiye fazla müdahale edilmemelidir. Kadınlar, eşleri dahil çevresindeki kişilerce desteklendiğini düşündüğünde, eşleriyle olan normal ilişkiye daha hızlı adapte olurlar. Eğer olumsuzluklar uzun sürerse profesyonel yardım alınmalıdır. |
Ben de doğumdan sonra cinsel isteksizlik yaşadım ve bunun normal olup olmadığını merak ediyorum. Bu durumun hormonal değişimlerden kaynaklandığını ve prolaktin hormonunun cinsel isteği azalttığını belirttiniz. Peki, bu sürecin uzamaması için ne gibi önlemler almamız gerekiyor? Eşimle bu konuyu nasıl konuşmalıyım ve onun anlayışlı olmasını nasıl sağlayabilirim?
Cevap yazMerhaba Zülfikâr,
Doğum sonrası yaşanan cinsel isteksizlik oldukça yaygın bir durumdur ve hormonlardaki değişimlerden kaynaklanabilir. Prolaktin hormonunun artışı, bu isteksizliğe yol açabilir. Bu sürecin uzamaması için aşağıdaki önerileri göz önünde bulundurabilirsiniz:
1. İletişim: Eşinizle açık ve dürüst bir şekilde konuşmak önemlidir. Duygularınızı ve yaşadığınız değişimleri ona anlatın. Bu, eşinizin durumu anlamasına ve size destek olmasına yardımcı olacaktır.
2. Destek Arayışı: Bir uzmandan, özellikle bir cinsel terapistten veya psikologdan yardım almayı düşünebilirsiniz. Profesyonel destek, süreci daha sağlıklı bir şekilde yönetmenize yardımcı olabilir.
3. Zaman Tanıma: Vücudunuzun ve zihninizin iyileşmesi için kendinize zaman tanıyın. Acele etmemek ve kendinizi zorlamamak önemlidir.
4. Ortak Aktiviteler: Eşinizle birlikte kaliteli zaman geçirebileceğiniz aktiviteler bulmak, ilişkinizi kuvvetlendirebilir ve duygusal bağınızı güçlendirebilir.
Eşinizin anlayışlı olmasını sağlamak için, onunla empati kurmasını sağlayacak şekilde konuşmalısınız. Duygularınızı ve yaşadığınız zorlukları paylaşırken, onun da hislerini dinleyin ve birlikte bir çözüm yolu bulun.
Unutmayın ki bu süreç zaman alabilir ve sabırlı olmanız gerekecektir. Kendinize ve ilişkinize özen göstermek her iki taraf için de faydalı olacaktır.