Ağrısız normal doğum, doğum sancılarının kasıklarda baskı ve karında basınç olarak algılandığı bir doğum yöntemidir. Bu tür doğumda sancılar sadece karın bölgesinde kasılma olarak hissedilmektedir. Anne adayları bu yöntemle ağrı ve acı hissetmezler. Yapılan epidural analjezi uygulaması sayesinde doğuma kadar geçen sürede anne adayı her türlü hareketi yapabilir ve yürüyebilir. Doğumhaneye girdiğinizde karında kasılma hissettiğinizde ıkınarak bebeğinizin çıkmasına yardımcı olabilirsiniz. Yani doğuma aktif olarak katılabilirsiniz. Ağrısız normal doğumun gerçekleşmesi için, anne adayına doğum öncesi bel kısmından epidural aralıktan bir kateter yerleştirilerek, belirli oranda anestezik ilaç verilmektedir. Bu sayede doğum sancıları sadece karın bölgesinde ve kasıklarda basınç şeklinde hissedilmektedir.

Doğum, bebeğin anne rahmi içinde zamanını doldurduğunda, rahmin kasılmalarıyla birlikte önce doğum kanalına, sonra dışarıya itilmesiyle gerçekleşen bir mekanizmadır. Her anne adayının yaşadığı deneyim farklı ve özeldir. Bu anlar yaşamın unutulmaz anıları arasındadır. Doğum genel olarak üç evreden oluşmaktadır:

Doğum süresi çeşitli parametrelere göre belirlenmektedir. Anne adayının ilk doğumu ya da ikinci veya üçüncü doğumu olmasına, bebeğin ve annenin kilosuna, bebeğin anne rahmindeki pozisyonuna, doğum kanalının anatomik yapısına ve annenin ruh hali gibi farklı etkenlere göre değişir. İlk doğumlar genellikle 6-9 saat sürerken, daha sonra gerçekleşen doğumlar 3-5 saat sürebilir.

Doğumda yaşanan ağrıların kendine özgü şiddeti ve özellikleri vardır. Hissedilen ağrılar çok yönlüdür. Kadınların çoğu bu ağrıları yaşamları boyunca yaşadıkları en şiddetli ağrı olarak tanımlar. Doğumun ilk evresinde hissedilen ağrılar, rahmin kasılması ve rahim boynunun genişlemeye başlamasıyla, doğum kanalının açılmasından dolayı olur. Ritmik olarak hissedilen kasılmalar, şiddetli adet sancılarına benzer. Doğumun ikinci evresinde hissedilen ağrılar, bebeğin başının doğum kanalına inmesi ve dışarıya doğru çıkması sırasında kasık ve kalça tabanında bulunan yumuşak dokuların kasılıp gerilmesinden dolayı yaşanır. Bu ağrıların giderilmesi için doğumun ilk aşamasında akupunktur, hipnoz, aromaterapi, TENS uygulanması, etonoks gazı ve petidin enjeksiyonu gibi uygulamalar yapılabilir. Ancak bunlar yeterli olmayabilir. Doğumun daha sonraki evrelerinde ağrısız normal doğum sağlamak için uygulanan epidural analjezi yani bölgesel analjezi yöntemi daha başarılıdır. Analjezi, ağrı duymama veya uyuşturma anlamında bir ifadedir. Kişinin uyutulmadan, şuuru açıkken sadece ağrının meydana geldiği bölgenin geçici olarak uyuşturulmasıyla, ağrıların geçici bir süre hissedilmemesini sağlar.

Bu uyuşturma yöntemi normal doğumda en fazla tercih edilen ve en etkili yöntemdir. Bu yöntemin amacı, anne adayının doğuma aktif olarak katılımını sağlamaktır. Anne adayının sadece baskıyı ve dokunmayı hissetmesini sağlar, fakat acıyı duymasını engeller. Bu işlem uygulandığında anne adayı yürüyebilir ve her türlü işi yapabilir. Doğumda hissedilen ağrıları duymaz. Uygulama rahim kasılmalarının düzenli hale gelmesinden sonra, rahim ağzının yaklaşık olarak %60-70 oranında inceldiği, rahim ağzı açıklığının 4 cm olduğu zaman yani ağrıların anne adayını ciddi oranda rahatsız ettiği dönemde yapılır. Bunun daha önce yapılması kasılmaları etkileyebileceğinden doğumun gecikmesine neden olabilir. Geç uygulanması halinde ise anne adayının gereksiz yere ağrı çekmesine ve ağrıdan dolayı işlemin yapılamamasına neden olabilir. Yani epidural analjezi uygulaması zorlaşabilir. Çünkü uygulamanın yapılabilmesi için, anne adayının belli bir konumda durması gerekmektedir.